
Yapay zeka destekli araştırma
2025年4月30日
Türkiye ile Mısır arasındaki dış ticaret ilişkilerini 2023-2024 döneminde mercek altına almaktadır. İki ülke arasındaki ticaret hacmi, özellikle 2024 yılında belirgin bir artış göstererek yaklaşık 8,6 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır.1 Bu artış, hem Türkiye'nin Mısır'a ihracatında hem de Mısır'dan ithalatında gözlenen çift haneli büyüme oranlarından kaynaklanmaktadır.
1. Özet
Bu araştırma, Türkiye ile Mısır arasındaki dış ticaret ilişkilerini 2023-2024 döneminde mercek altına almaktadır. İki ülke arasındaki ticaret hacmi, özellikle 2024 yılında belirgin bir artış göstererek yaklaşık 8,6 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. Bu artış, hem Türkiye'nin Mısır'a ihracatında hem de Mısır'dan ithalatında gözlenen çift haneli büyüme oranlarından kaynaklanmaktadır.
Ticaretteki bu ivmelenmenin arkasındaki temel itici güçler arasında, 2020'de başlayan ve 2023-2024 yıllarında büyükelçi atamaları ve karşılıklı üst düzey ziyaretlerle somutlaşan siyasi normalleşme süreci bulunmaktadır. Siyasi ilişkilerdeki gergin dönemlerde dahi ticari bağların devamlılığını sağlayan 2007 tarihli Serbest Ticaret Anlaşması (STA), bu büyüme için sağlam bir zemin oluşturmuştur. Türkiye'nin artan enerji (özellikle sıvılaştırılmış doğal gaz - LNG) ithalatı gibi yapısal ekonomik ihtiyaçlar ve Mısır'ın ihracat odaklı politikaları da ticareti şekillendiren önemli faktörlerdendir.
2023 yılında Türkiye aleyhine dönen dış ticaret dengesi, 2024'te de Mısır lehine devam etmiştir. Bu durum, büyük ölçüde Türkiye'nin Mısır'dan yaptığı, başta enerji olmak üzere, yüksek değerli ithalattaki artıştan kaynaklanmaktadır.
Ticaretin kompozisyonuna bakıldığında, Türkiye'nin Mısır'a ihracatında petrol yağları (rafine edilmiş), demir-çelik ürünleri, makineler, motorlu taşıtlar ve mücevherat öne çıkarken; Mısır'dan yapılan ithalatta ise petrol yağları (LNG dahil), plastikler, gübreler, demir-çelik ve kimyasallar başlıca kalemleri oluşturmaktadır.
İki ülke arasındaki ticaret hacminin 2025 yılında 10 milyar dolara çıkarılması hedefi, ilişkilerin geleceğine dair olumlu bir beklentiye işaret etmektedir. Bu hedefe ulaşılması, siyasi ilişkilerdeki olumlu seyrin devamına ve ekonomik iş birliğini derinleştirecek somut adımların atılmasına bağlı olacaktır.
