
Yapay zeka destekli araştırma
2025年5月1日
Bu rapor, Türkiye ile Afrika kıtası arasındaki dış ticaret ve yatırım ilişkilerinin mevcut durumunu, potansiyel fırsatları, Türk firmalarına sunulan devlet desteklerini ve karşılaşılan zorlukları kapsamlı bir şekilde analiz etmektedir.
I. Özet
Bu araştımra, Türkiye ile Afrika kıtası arasındaki dış ticaret ve yatırım ilişkilerinin mevcut durumunu, potansiyel fırsatları, Türk firmalarına sunulan devlet desteklerini ve karşılaşılan zorlukları kapsamlı bir şekilde analiz etmektedir. Türkiye'nin 2003 yılında başlattığı stratejik Afrika açılımı sayesinde ikili ticaret hacmi son yirmi yılda kayda değer bir artış göstermiş, kıta genelinde Türk yatırımları ve müteahhitlik projeleri önemli bir boyuta ulaşmıştır. İnşaat, makine, gıda, tekstil ve enerji gibi sektörlerde Afrika pazarlarında Türk ihracatçıları için ciddi bir potansiyel bulunmaktadır. Ticaret Bakanlığı, KOSGEB ve Türk Eximbank tarafından sunulan finansal ve danışmanlık destekleri, bu potansiyelin gerçekleştirilmesinde kritik bir rol oynamaktadır. Afrika Kıtasal Serbest Ticaret Bölgesi (AfCFTA) anlaşması, kıta içi ticareti artırma ve yeni fırsatlar yaratma potansiyeli taşımakla birlikte, Türkiye gibi anlaşmaya taraf olmayan ülkeler için rekabet koşullarını değiştirebilecek dinamikler de içermektedir. Lojistik, gümrük süreçleri, finansman ve politik istikrar gibi alanlarda var olan risklerin proaktif bir şekilde yönetilmesi, Afrika'nın çeşitli ve dinamik pazarlarında sürdürülebilir başarı için elzemdir. Raporun temel çıkarımı, Afrika pazarlarına yönelik uzun vadeli, bilgiye dayalı, stratejik olarak desteklenen ve riskleri etkin bir şekilde yöneten bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiğidir.
II. Türkiye-Afrika Ekonomik Koridoru: Ticaret ve Yatırım Dinamikleri
Tarihsel Büyüme Seyri: Türkiye'nin Afrika kıtası ile ekonomik ilişkileri, özellikle son yirmi yılda dikkate değer bir ivme kazanmıştır. Bu gelişmenin temelinde, 2003 yılında uygulamaya konulan "Afrika Ülkeleri ile Ticari ve Ekonomik İlişkilerin Geliştirilmesi Stratejisi" yatmaktadır. Bu stratejinin bir sonucu olarak, 2003 yılında 5,4 milyar dolar seviyesinde olan toplam ticaret hacmi, yıllar içinde katlanarak artmıştır. 2020 yılında yaklaşık 22,5 milyar dolara, 2021 yılı sonunda 34,5 milyar dolara, 2022 yılında 41 milyar dolara ve 2023 yılı sonunda 37 milyar dolara ulaşmıştır. Ticaret Bakanlığı ve DEİK tarafından 2023 sonu ve 2024 başı itibarıyla telaffuz edilen 40,7 milyar dolarlık hacim, yirmi yıllık süreçte yaklaşık 7,5 katlık bir artışa işaret etmektedir. Bu dönemde genel ticaret hacminde %800'lük bir artış da rapor edilmiştir. Bu sürekli ve yüksek oranlı büyüme, tesadüfi bir dalgalanma olmayıp, Türkiye'nin Afrika'ya yönelik dış ekonomik politikasında temel ve başarılı bir stratejik yeniden yönelimi göstermektedir. Yirmi yıllık bir sürede elde edilen bu sonuçlar, sadece söylem düzeyinde kalmayan, somut neticelere dönüşen uzun vadeli bir taahhüdün ve stratejinin etkinliğinin kanıtıdır.
Özellikle Sahra Altı Afrika ülkeleriyle olan ticaret hacmindeki artış daha da dikkat çekicidir; aynı dönemde 11,3 katlık bir büyüme kaydedilmiştir. Bu durum, Kuzey Afrika ülkelerinin mutlak değerler açısından hala daha büyük pazarlar olmasına rağmen, büyüme momentumunun ve gelecekteki potansiyelin Sahra Altı bölgelerine doğru kayıyor olabileceğine işaret etmektedir. Bu eğilim, Türkiye'nin Güney Afrika Cumhuriyeti ve Nijerya gibi ülkeleri hedefleyen "Uzak Ülkeler Stratejisi" ile de uyumludur. Sahra Altı Afrika'daki ticaret genişleme çabalarının, daha düşük bir başlangıç noktasından kaynaklansa da, oransal olarak daha yüksek getiriler sağladığı ve daha önce daha az etkileşimde bulunulan bölgelere başarılı bir pazar penetrasyonu gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır.
Güncel Ticaret Rakamları: Son yıllara ait veriler de bu dinamik ilişkiyi teyit etmektedir:
